Düğün hazırlığında davetiyelere çok önem verdik. Ben (Ethem) tipografiye meraklıyım. Kalemlere ve defterlere de düşkünüm. Brüksel’de oturmakta olduğum mahallede defter alışverişi yaptığım bir mağaza bulunmaktaydı. Şubat ayında bir Cumartesi günü, aynı zamanda el ile baskı da yapan bu mağazaya uğrayıp davetiye konusunda fikirlerini almak istedim. Le Typographe ziyareti ile Letterpress baskı ile tanışmış oldum. Bu küçük mağazada kurulu olan letterpress matbası ile davetiyeler basmışlardı. Baskı tekniği kısaca davetiyenin bilgisayarda tasarlanması daha sonra kalıbının klişe (metal ya da silikon) ile çıkarılması ve seçilecek kağıda el pedalı ile basılması. Letterpress uygulamasında mürekkep kağıda yazıların çukurlar oluşturacak şekilde aktarılmasını sağlayacak şekildedir. Diğer bir deyiş ile kabartmanın (gofraj) tersi bir etki elde ediliyor. Şubat ayının devamında nişan için Türkiye’ye gidiş tarihine kadar Brüksel’de bu tip uygulama yapabilecek matbaları bulmak üzere araştırmaya başladım. El emeği olduğu için pahalı bir baskı tekniği olan Letterpress’i uygulayacak Le Typographe alternatifi iki ayrı atölye daha buldum. Böylece Tipozero isimli matbada Peter ve Wafourou isimli minik atölyede Stephanie ile tanıştım. Her ikisi de Le Typographe’e göre çok daha makul fiyatlarda davetiyeleri basabileceklerini söyledilerve örnek çalışmaları benimle paylaştılar.
Öte yandan pinterest’te letterpress davetiye örneklerini de incelemeye başladım. İzlenmesi gereken yöntem basitçe şu şekildeydi:
- Davetiyenin tasarlanması
- Kağıt seçimi
- Zarf seçimi
- Letterpress matbada davetiye basımı
- Davetlilerin isimlerinin hattata yazdırılması
Brüksel’deki arkadaşlarımdan Deniz sanat okuduğu için destek aldığım kişilerin başında geldi ve sade bir tasarım istediğim davetiye için bana yardım etti. Nisan ayının sonuna doğru içinde bir ağaç dalı, iki tane kuş olan davetiyeler ve krokinin yer aldığı ek tasarlanmış oldu.
Davetiyelerin yüzde doksanının Türkiye’de dağıtılacak olması ve bütçe kısıtlamaları nedeni ile Türkiye’de lettterpress matba arayışına da giriştim ve Moda’daki Torna ile yazışmaya başladım. Attığım maillere Merve çok sıcak bir şekilde cevaplar yolladı ve daha ilk yazışmadan sonra davetiye işini onunla yapmaya karar verdim.
Nisan ayındaki İstanbul gelişimde Topkapı’daki Matbacılar Sitesine giderek Anıl Kağıt‘tan 320 gsm’lik krem renk kağıt satın aldım. Kağıtların yüksek gramajda olması gömme baskının daha etkili olması için bir kıstas. Aslında yüzde yüz pamuk kağıt kullanılarak etki daha da öne çıkarılabiliyor. Brüksel’de bir evin avlusunda yer alan tarihi bir kağıt satıcısında elde üretilmiş gerçek pamuk kağıt gördüm, Conqueror gibi yüzde yüz pamuk kağıt sattığını idda eden firmalara göre çok daha farklı ama bir okadar da pahalı olan bu kağıtları kullanmaktan çekindim çünkü renkleri bembeyazdı. Davetiyede renk seçimimiz krem kağıt, yeşil-bordo tasarım ve bordo zarf şeklinde olmuştu. Anıl Kağıt’tan çok uygun fiyata 100×70 ebatlarında 10 yaprak Maia Paper marka kağıt satın alıp sitede A6 formatında (kart postal) kesttirdim. Krokinin basımı içinde yine aynı kağıdın 120 gsm’lik olanından aldım. Kağıtları Torna’ya teslim ettim.
Zarf konusu bizi çok uğraştırdı. A6 davetiyelere uyacak olan zarf ebatı C6 idi ve bu ebatta renkli zarf Türkiye’de bulunmamaktaydı. Ben de Stephanie’nin önerisi ile Enveloppes sitesine başvurdum ve C6 formatında 100gsm’lik bordo zarf sipariş ettim. UPS ile zarflar hemen Brüksel’deki adresime ulaştı. Mayıs ayında Türkiye’den Brüksel’e ziyarete gelen bir arkaşım aracılığı ile de İstanbul’a zarfları yolladım. Zarfların çok ince ve üçgen kapaklarında tutkal oluşu mektup zarfı izlenimi uyandırdığı için davetiyede çok şık durmadı. Bu nedenle Gizem devreye girerek ikinci bir Matbacılar Sitesi seferi düzenledi. Aslında kağıt satın alınarak kesici bıçaklar yaptırılarak istenilen ebatta zarf üretilmesi mümkün ama bıçak yapımı maaliyeti yüksek. Neyseki bir atölyede C6 formatında bıçak bulundu ve kalın bordo kağıda kare kapaklı zarf üretildi. Brüksel’den satın aldığımız mektup zarflarını önümüzdeki yıllarda yılbaşı, bayram ve doğumgünü gibi kutlamalarda kullanacağız 🙂
Zarf peşinde koşarken Merve’de Torna’da el pedalı ile letterpress davetiyeleri basmaya başadı. Tabi öncelikle klişeleri hazırlattı. Letterpress baskıda her bir renk için ayrı klişe gerekiyor. Örneğin davetiyede yer alan ağaç ve yazılar için ayrı, kuşlar için ayrı bir klişe. Daha sonra el pedalı ile önce ağaç ve yazılar tek tek, daha sonra da kuşlar basıldı. Oldukça uzun bir uğraş ve el emeği. Elbette elde basım nedeni ile ufak tefek hatalar, her bir davetiyede farklı bir etki de ortaya çıktı.
Krokinin ve üç tane minik hatıratlmanın yer aldığı davetiyenin eki ise dijital olarak basıldı. Bunu da Merve organize etti. Son olarak zarfların kapaklarını kapatacak bir sticker eklemeye karar verdik. Illustrator’da ben yuvarlak bir sticker tasarladım ve Merve’ye yolladım.
Haziran başında davetiyelerin basımı tamamlandı. Davetli listelerimiz de belirlendi. Böylece zarflara davetlilerin isimlerini yazdırmak üzere hattat arayışı başladı. İnternetteki araştırmalarım sonucu Yalkın Bey ile çalışmaya karar verdik. Davetiyede kullanılan yazı tipine benzer ama biraz daha süslü bir yazı tipinde kendisi zarfları yazıp bize kargo ile geri yolladı. Haziran sonundaki Türkiye ziyaretimde masanın başına oturarak Gizem ve annesi ile davetiyeleri zarflara koyup stickerlar ile kapattık. Bu hafta başında da dağıtımına başladık.
İşte yaklaşık olarak dört ay süren davetiyelerin hikayesi. Tüm bu emek yerine Koza davetiye gibi bir firmaya giderek standard bir davetiye seçerek bu işi bitirebilirdik. Oldukça sanayileşmiş olduğunu gözlemediğim düğün hazırlıklarında özellikle dokunulabilecek ve düğünden sonra da yıllarca saklanabilecek davetiyenin bize özel olmasını tercih ettik.